İşçi sınıfının hegemonyası için



Geçen perşembenin genel grevi bütün siyasi sahneyi degiştirdi. Çipras hükümeti daha önce, Katrungalos’un “reform” yasasına, sosyal güvenlik alanındaki değişikliklere tepki gösterenlerin sadece çiftçiler ve kravatlı avukatlar olduğuna ikna etmeye çalışıyordu. Ama karşısında bütün işçi sınıfını, kemer sıkma politikalarından etkilenenleri buldu. 

Grev gösterileri 2010–2012 yıllarındakilerden daha büyüktü. Sintagma meydanında, Panepistimiu caddesinde PAME (KKE) tarafından toplanan göstericiler ve aynı saatte Stadiu caddesinde emekçiler tarafından yapılan yürüyüşler, eski günlerdeki gibi insanların meydanlara döküldüklerini hatırlattı. Her yerde, hatta küçük kasabalarda bile, grev gösterileri çiftçiler, uzmanlar, bilim adamları, emekçiler, bütün halk tarafından gerçekleştirildi. Bu başarı, hükümet için grevcileri yalıtmanın zor olduğu anlamındadır ve aynı zamanda grev dalgasının artması için yeni bir güç kazandırmaktadır. 

Eğer hükümet sigorta reformunu meclise göndermeye cesaret ederse, sadece yeni bir genel grev değil, işçi sınıfının daha güçlü kısımlarında; limanlarda, gemilerde ve trenlerde çalışanlar, hastanelerde, okullarda, belediyelerde, bankalarda çalışanlar, işe alınması için mucadele edenler ve emekçilerin bütün kazanımlarını geri almak için sürekli grevlere gidilmeli. Bunlar bu cuma gününde çiftçilerin yanında Sintagma’da başlatılıyor. 

Siyasi savaş Gerçekten sigorta sisteminin “reform” mezbahasını şutlayabiliriz. Ama bunun olması için işçi sınıfının önde olması gerekiyor ve eylem türlerini (tepkileri) belirlemesi gerekiyor. Bu, önümüzde açılan büyük bir siyasi savaştır. Burada iki düzeyde solun önemli rolü vardır. İlk olarak, grevlerin artması için tüm gücüyle desteklemelidir ve bunu "diyalog" isteyen ya da meclisin saati gelinceye kadar bekleyen sağcı ve bürokratik sendika liderlerine karşı yapmalıdır. 

Eğer beklemeye veya "güç tasarrufuna" kalsaydık, bu zafer havasını veren dinamik gelişemeyecekti. İkinci düzey ise daha önemlidir, bu da taleplerin artması demektir. “Paralarιn nerden gelecegi” sorusunda emkçi cevabı olmalıdır. Sol hiçbir şekilde, eylemlerin, gösterilerin seferberliği adına, herhangi bir marj bırakmamalıdır. Kendimizi vergilerden ve katkılardan kurtarmak için hükümetin küçültmesi, kamu kurumlarda calışanların işten atılması şeklindeki neo-sağcı demagojilere cevap verilmelidir. 

Çiftçilerin ve küçük esnafların düşmanı, memurlar ve kamu çalışanları değildir; bankacılar ve gıda endüstrisini kontrol eden süpermarketler ve büyük kapitalistlerdir. Vergiler emekçilerin maaşları için gitmiyor, borçları ödemek ve bankacıları kurtarmak için gidiyor. Sigorta sistemini uygulanabilir hâle getirmek için para vardır ve bunu yapabilecek tek güç ekonominin anahtarlarını kendi kontrolünün altına geçirecek olan işçi sınıfıdır. 

Bu talepleri ortaya koyan antikapitalist programı; borçların silinmesi, bankaların kamulaştırılması ve işçi denetimin altına geçmesi, üçüncü memoranduma karşı ayaklanmalar bunları sağlayacaktır ve işçi sınıfının hegemonyasına yol açacaktır. Bu programı bayrak edinen ANTARSYA güçleri, solun ve önümüzde gözüken zaferin umududur. 

Panos Garganas (Yunanca orijinalinden Türkçe'ye Miliazim Cemali çevirdi.)

Σοσιαλισμός από τα Κάτω

Να τελειώνουμε με το σεξιστικό σύστημά τους
Κάντε κλικ στο εξώφυλλο για να διαβάσετε σε μορφή pdf