Midili adasında bulunan büyükanneler, savaştan kaçan talihsiz
mültecilere ve çocuklara büyük özenle bakmakta ve onlara kucak açmakta.
Bu dayanışma eylemleri, adeta bir sembol hâline geldi.
Çipras hükümeti, bu güçlü sembolü kendi lehine kullanmak istiyor.
Vanessa Redgrave (ç.n.-geçtiğimiz günlerde Atina'da mültecileri ziyaret
eden İngiliz aktris) ile Mouzalas’ın kucaklaşması ve adalıların Nobel
barış ödülünü alması için başlatılan kampanya ile gasbetmeye çalışıyor.
Ama gerçekler nelerdir? Saklı gerçekler: Çipras ve bakanları, işçi
sınıfının sevgi dolu nineleri için çok farklı ve acıdır.
İlk olarak, emeklilik maaşlarına darbe. Hükümet, sigorta sisteminde
yapmak istedigi reform ile memorandum ekonomisine “yakışır” acımasız
düzenlemeleri parlamentodan geçirmek istiyor. Bunlar, sosyal güvenliği
yok eden, kapitalizmin hâlâ krizde olduğunu gösteren reformalardır.
Ama Katrougalos (ç.n. Syriza hükümetinin Çalışma ve Sosyal Sigorta
Bakanı) her seferinde, bugünkü emeklilerin sigorta reformundan
etkilenmeyeceğini söylüyor. Bu iddia, ürkütücü bir şakadır. Emekli
maaşlarında yapılmak istenen "kişisel farklılık" kurumu, aslında bugünkü
emeklilerden sonra tekrar kesintiye uğrayacak olan emekli maaşlarıyla
ödenecektir. SYRIZA-ANEL hükümeti bunun da “’ilerici” bir reform
olduğunu söylemeye çalışıyor.
İşçi sınıfına yönelik gerçek bir reform yapmak istiyorlarsa,
emeklilerden alınan bütün hakların iade edilmesi gerekiyor. Çalışma
ilişkilerini, kesilen emekli maaşlarının iade edilmesi ve sendikalarla
imzalanan toplu iş sözleşmelerinde maaş artışıyla düzenlemelidir.
Hükümet tam tersini yapıyor. Halka, emekçilere verdiği sözü tutmadı.
Memorandum kanunlarını iptal edecekti ve Troika ile yapılan anlaşmaları
yırtacaktı. Şimdi ise hükümet, halka, "Bu kriz ortamında insanlar 500
Euro aylıkla çalışırken, neden tekavüte çıkan emekliler 1500 Euro
alsınlar?" diye soruyor!
Bunları “sol” bir hükümet söylüyor.
Dönem
SYRIZA-ANEL hükümeti, 25 yıl önce Mitsotakis ve Siyufas döneminde
başlatılan, Simitis, Karamanlis, Maginas, Gianitsis, Samaras ve
Venizelos ile devam eden, işçi sınıfına yönelik saldırıyı tamamlamak
istiyor.
Bu gibi saldırıların her döneminde, işçi sınıfının örgütlü kesimleri öne
çıktı ve emeklilik maaşlarını, emekli haklarını savundu.
Aynısını bugün
de yapmalıyız.
Hükümet, sigorta sistemine yapmak istediği saldırının aynısını,
mültecilere ve onlara kucak açan, dayanışma gösteren insanlara da yapmak
istiyor. Açıkça ırkçı ve gerici bir politika uygulamak istiyor.
Yunan adalarında yaşayan insanlar için Nobel Barış Ödülü'nü almakla
ilgilenen dalkavukların arkasında, Frontex, çevik kuvvet polisi ve
mültecilere kucak açan insanlara yüzlerce kontrol vardır. Aslında
hükümet, mültecilere ve göçmenlere yardım eden insanları "yasadışı"
statüsüne getirmek istiyor. Midilli'deki büyükanneleri evlerine
göndermek ve kıyıları sınır "muhafızlarına" teslim etmek istiyorlar.
Bu arada, Türkiye'den yoldaşlarımız, İzmir'de sahte can yelekleri üreten
ve mültecilere satan fabrikayı kınıyor ve lanetliyor. Bu tür olaylar,
Çipras-Erdoğan-AB iş birliğinin korkunç gerçeğidir. Dikenli tel
örgüleriyle ve ırkçılığa dayanan politiklarıyla, bir ölüm fabrikasını
kurmaktadırlar.
Bunun için bizler önümüzdeki cumartesileri sokaklara dökülüyoruz. Bu
cumartesi, 16 Ocak'ta sigorta reformuna karşı eylem yapıyoruz. Diğer
cumartesi ise, 23 Ocak'ta, dikenli tel örgülerine ve ırkçılığa karşı
Meriç’te yürüyoruz.
Bu iki cephede, liman işçilerinin mücadelesini örnek alarak, kazanana
kadar devam edeceğiz.
Panos Garganas (Yunanca orijinalinden Türkçe'ye Miliazim Cemali çevirdi.)
Διαβάστε το άρθρο στα Ελληνικά στην εργατική αλληλεγγύη