Yeni yıl SYRIZA ve ANEL hükümeti için iki önemli sorunlarla başlıyor.
Bir taraftan Muzalas, mülteci konusunda en gerici ıdeolojılerle hükümet
politikasını yürütürken, diğer yandan Katrungalos sigorta reformunu
meclisten geçırmek için siyasi liderleri dolaşıyor.
Birisi yeni yıl röportajında (Avgi Gazetesinde) "Yunanistan bütün
dünyadaki mültecileri ve yoksulları kabul edemez," digeri ise ‘sigorta
sisteminde reform yapılmazsa’, kesilmiş olan emekli aylıklarını
ödiyemiyeceklerini söyledi.
Yıllar önce aynı klişeleri Samaras ve Venızelostan duyuyorduk. Şimdi de
SYRİZA’nın "liberal" bakanlarından duyuyoruz. Bütün bunlar topluma ve
memorandumlara karşı, kemer sıkma politıkalarına karşı, ırkçılığa karşı,
mülteci kamplarına karşı, mücadele eden emekçilere ve insanlara
hakarattir.
Bütün AB kurmayları önceki yıllarda, Avrupanın daha çok mülteci kabul
edemiyeceğini söylüyordu. Bunu sağlamak için, sınırları kapatmak için,
avrupanın bir tarafından diğer tarafına kadar vahşı kurumlar ve
mekanizmalar kurdu. Bunlardan bazıları Schengen, Frontex, deniz
devriyeleri ve karasal güçlerdir. Ama Suriye'den gelen mülteciler seller
gibi dökülmesi ve (basit) insanların onlara kucak açması, Midili’de,
Viyana’da, Münıh’te insanlar mültecilere hoş geldin demek içın yollara
döküldü. Bu kucaklama avrupa liderlerilerini şaşırttı ve bunlardan sonra
‘Avrupanın insancil’ yüzünü gösterecegini mırıldama zorunda kaldılar.
Şimdi, AB kurmayları bütün bunları, (basit insanlrın mültecilere kucak
açması, sınır açma eylemleri) iptal etmek istiyor, ama biz unutmuyoruz.
Kapılar bir kere açıldı ve tekrar açabilecegini çok iyi biliyoruz.
Nehirin akışını geri çeviremezler. Umutlarımız Muzalas’ın ‘gercekçi’
polıtıkalarında değil, mültecilere kucak açma ve hoşgeldiniz, ısrarla
deme eylemlerindedir.
Milyarlar
Aynısı ekonomiye de geçerlidir. Aynı kurumaylar yıllarca bize
"ürettiklerimızden daha fazla tüketim yapamayız" analtıyorlardı.
Tüketmek için paraları nerden buluruz (ikiyüzlüce, hipokrisi)
soruyorlardı. Ama 2008 ekonomik kriz bankaları vurduğunda "parasal
genişleme" politikaların olduğunu öğrendik ve bankacılara milyarlarca
para dağattığını gördük. Ve şimdi, Ortadoğu'da yeniden savaş yapmak
kararı aldıkları için, askeri harcamalar ekonomi için ‘problem’ degil.
Askeri harcamalar bütçe açıklığı "kurallarına" girmiyeceğini
söylüyorlar.
Bizim cevabımız, ışçi sınıfının cevabı çok net olmalıdır. Paraları
Sigorta Fonlarına (Kasalarına) verin. Onları, bankacılara yaptıklarınız
gibi yüzde sıfır faizle teşvik edin. Sigorta sisteminden çalınan
pralararı geri getirin. Böylece emekli maaşları ve gelecek kuşaklarının
maaşları ödenebilecek. Ve aynı zamanda mülteciler konusunda, isteyenler
burda yaşıyabilir, karınlarını doyurabilir, çalışabilir, hayatlarını
kazanabilirler ve bizimle birlikte ırcılığa ve kemer sıkma
politikalarına karşı mücadele edebilirler. Gerçek şu ki, yunanistanda
her kes sığa bilir, yırtıcı kapitalizim va patronlar hariç. Onlar artık
şu dünyada sığmaması gerekiyor.
Bizim açımızdan Ocak ayı, Tsipras Hükümetinin tüm gerici projeleri
devrilmesi içini mucadele dolu bir ay olmalıdır. Sigorta reformuna karşı
genel grev çıkması için mücadele vermemiz ve mültecilerin yanında
Meriç’tekı (Evros’taki) olan dikenli tellerle duvarın yıkılamasını,
sınırların açılmasını istemeliyiz. Sloganımız mülteci kamplarda
yolsuzları kapatın, sınıraları ve kasaları (fonları) işçi sınıfı için
açın, olmalıdır!
Διαβάστε το άρθρο στα Ελληνικά στην εργατική αλληλεγγύη
Διαβάστε το άρθρο στα Ελληνικά στην εργατική αλληλεγγύη